9 Aralık 2009 Çarşamba

''No B Day''

Geçtiğimiz 5 Aralık günü Roma'da harika bir etkinlik gerçekleşti. www.noberlusconiday.org adlı web sitesi tarafından örgütlenen bir milyonu aşkın kişi başbakanlarının istifasını istediler. Hem de sırf sloganlarla değil, yüzlerinde Berlusconi maskeleri, ellerinde özenle hazırlamış pankartlar, afişler, mor atkılar, gözlükler, şemsiyelerle süslenmiş müthiş bir organizasyonla...

Türkiye ile İtalya sosyal ve toplumsal yapı açısından birbirine çok benzer. Hatta Avrupa içerisinde en çok benzediğimiz halktır İtalyanlar. Hepimiz Akdenizliyizdir, hepimiz geç kalır ve herşeyi son dakikaya bırakırız, keyfimize düşkün, ailemize bağlıyızdır. Trafik, bürokrasi ve yolsuzluk asla çözülemeyen problemlerdir. Hepimiz her zaman hükümetten şikayet ederiz...

İtalya'nın başında Berlusconi vardır. Sokakta rastlayıp konuşabileceğiniz herkes -taxi şöföründen garsona, iş adamına, ev hanımına- Berlusconi'den şikayet eder hatta dünyaya bu adam tarafından temsil ediliyor olmaktan komik bir utanç duyar. Ama o adam ikide bir seçilir, araya giren ve başarısız olan, bir türlü toparlanamayan, aktive olamayan sol partilerin örgütlenemeyişi nedeniyle döner dolaşır yine başa geçer. Diğer tüm özelliklerinin ötesinde komiktir gerçekten Berlusconi, Obama'ya 'Genç, yakışıklı ve bronz', yabancı yatırımcılara 'İtalya yatırım yapmak için çok güzel bir ülke, harika sekreter kızlarımız var' deyişleri ve ciddiyetten yoksun, eylencelik tüm diğer söylemleriyle, ağlanacak hale güldürür insanları.  Kendi kızının doğumgününü unutup 18 yaşındaki gözdesinin partisinde yakalanmasıyla patlak veren ve eşinin milyar avroluk boşanma davasıyla süregelen son skandal da cabası...

İtalya'da bir televizyon alıp fişe taktığınızda en fazla 10 televizyon kanalı görebilirsiniz. Berlusconi'nin sahibi olduğu Mediaset grubuna ait üç kanal (Canale 5, Italia 1, Rete 4) ve RAI kanalları, yani başkanını hükümetin atadığı devlet televizyonları. Korkutucu bir medya patronluğudur onun ki, İtalyan izleyicisinin yarısı mutlaka bir Mediset kanalı seyreder. Patronun olduğu gibi Mediaset'in adı da şüpheli davalara karışır. Yayınladığı taraflı seçim anketleri, Forza Italia yanlısı propaganda mesajları gibi içeriksel sıkıntıların yanı sıra alım satımlarda da pek yasal işlemez patronun gözbebeği. Ama asla muhalif seyirciden yoksun kalmaz, herkese hitap eder.  Mediaset televizyoncuları Berlusconi kuklası oynatabilir, taklitlerini yapıp dalga geçebilirler patronlarıyla. Limitleri aşmamak kaydıyla tabii.

Big Boss hakkındaki problemler yalnızca yolsuzluk, sex skandalları ve ciddiyetsiz söylemler de değildir üstelik. Ülkeyi dikta rejimine sürüklemek, laikliğe zarar vermek, göçmen ve yabancılara karşı faşist politikalar izlemek, tekelleşerek basın özgürlüğünü kısıtlamak, yabancı özellikle amerikalı yatırımcılara paye vermek ve yabancı güçlerin kuklası olmak gibi, biz Türkler için çok tanıdık, durumlarla suçlanır ve her fırsatta protesto edilir kendisi.

Nitekim, Cumartesi günü  Roma'da toplanan ahali yüzlerine ironik Berlusconi maskeleri takmış, alınlarına kocaman harflerle No yazmış, etikinliğin adını da ''No B Day'' koymuşlardı. Davaları yalnızca Berlusconi'ye hayır demekti. Bin yıllardır yaratıcı olmuş bu memleketin gençleri, başbakanı protesto ederken bile yaratıcı olmuş, renklerini mor seçmiş, özenle hazırlanmış, örgütlenmiş ve yine yaratmışlardı.

Biz de 2007 yılında Cumhuriyet Mitinglerine şahit olduk, meydanları kırmızı bayraklarla doldurduk. 'Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye' dedik, 'Satılmış Medya' diye bağırdık, 'AKP'nin imamı satamazsın vatanı' yazdık. Bizim de vardı özgün fikirlerimiz, sloganlarımız. Ama iletişimde biraz da sorun vardı; yabancı bir siyaset bilimci profesör Çağlayan meydanının o günkü fotoğraflarına baktığında: ''Milli/milliyetçi bir durum var burada diye düşünüp, 'Savaşa mı giriyor bu millet?'' diye sorabiliyordu. Çünkü biz kendimize bir iletişim rengi, bir söylem bir bütünlük bulmamış, elimizde  bayrağımızla hükümetimize savaş açmıştık, sanki o hükümet bu bayrağın hükümeti değilmiş ve ya bayrak ile hükümet karşıt güçlermiş gibi. İtalyanlar gibi yepyeni bir yüz yepyeni bir iletişim yaratıp ''No T Day'' düzenleyemedik, açıkça ve dolambaçsız, herşeyi biraraya sokmadan, yalın, kayıtsız ve şartsız bir ''HAYIR!'' diyemedik, hep yaptığımız gibi bayrağımızın ardına sığındık.

''No B Day''i düzenleyen ve katılan İtalyanlar kendilerine 'mor halk' diyorlar, fazla siyasi olmayan, bayraklarında da bulunmayan bir rengi almışlar kendi iletişim renkleri yapmışlar, daha ilk organizasyonda kurumsallaşmışlar sanki. Herhangi bir STK'da yok arkalarında, sisyasi parti de. Interneti iyi kullanan birkaç genç mor bir web sitesi kurmuşlar ve siyasi yönü ne olursa olsun Berlusconi'ye hayır diyen bir milyon insanı bir cumartesi günü Roma'ya toplamayı başarmışlar. Gazeteler 'Facebook'tan Meydanlara' diye başlık atmış, ''son 150 yılın en büyük mitingi'' yazmış haklarında.

Sitelerinde yazdığına göre İtalya'da her Cumartesi devam edecek ve dünyanın büyük şehirlerinde de düzenlenecek ''No B Day''ler.  Başarılı olurlar mı? diye soracak olursak, hiç belli olmaz. Berlusconi alışıktır istifa edip yeni listesiyle tekrar seçime hazırlanmaya. O'nun şahsını etkiler mi bu durum dersek ise; O'na hiçbirşey olmayacağına eminim. Karısına milyar avro da ödese, dokunulmazlığı kaldırılıp yargılansa da, tekrar seçilemese de B yine bir yolunu bulur, fırsata ve ranta dönüştürmeyi becerir.

Evet, 'No B Day' ler bu çoşku ve azimle sürerse, zaten hakkında pek çok şaibe bulunan Berlusconi istifa edebilir. Etmese de, bu genç, akıllı ve kendi yollarıyla organize olmayı beceren güzel insanların başlattıkları akım dünyada ses getirir.  Herşeyi bir web sitesinde başlatan, duyuruları elektronik ortamda yapan, tüm sosyal iletişim ağlarını kullanan, meydanlara giden otobüslerin nereden, saat kaçta kalkacağını bile  toplu mailing ile bildiren, manifestolarını kendi imkanlarıyla 13 farklı dilde yazabilen, şimdiden pek çok ülkeden temsilcilerini belirleyen bu harika insanlar umarım hükümetinden mutsuz tüm devletlerin genç vatandaşlarına örnek olur ve tüm diktacı, yolsuz-haksız hükümetlere seslerini başarıyla duyururlar.


Hiç yorum yok: